Kimya ve Sanat - 1: Breaking Bad

Tarih: 18 Eylül 2021

Kimya; herhangi bir maddenin yapısını, özelliklerini, diğer maddelerle etkileşimlerini, tepkimelerini araştıran ve uygulayan bilim dalıdır. Bu yüzden hayatımızın her alanında karşımıza çıkar. Petrokimya, plastik ürünleri, sağlık malzemeleri, ilaç, boya, kozmetik, enerji gibi alt sektörlerden oluşmaktadır.

Bilim ve sanat her ne kadar farklı algılansa da aslında ortak öznesi insan olduğu için hem birbirlerine benzerler hem de birbirlerini etkilerler. İkisinin özünde de hayal gücü, yaratıcılık ve özgünlük vardır. Fakat zaman geçtikçe gelişmeleri ve kurumsallaşmaları, bilimin ve sanatın farklı görülmesine neden olmuştur. Oysa, ikisinin de sinema ve edebiyatta ortak kullanımı mümkündür; bunun için en bilindik örnek olan Breaking Bad’i inceleyeceğiz. Bilmeyenler ya da unutanlar için ufak bir özet geçelim.

50’ li yaşlarda bir kimya öğretmeni olan Walter White, ileri derecede akciğer kanseri olduğunu ve çok kısa ömrünün kaldığını öğrenir. Maddi durumu zaten çok iyi değildir ve ek iş olarak araba yıkamacısında çalışmaktadır. Hem öldükten sonra ailesine para bırakabilmek hem de sıradan ömrünün son günlerine biraz heyecan katmak için eski bir öğrencisi olan Jesse Pinkman ile birlikte uyuşturucu madde üretimine girer. Kimya bilgilerini kullanarak yüksek kalitede metamfetamin üretimine başlarlar. Dizi bu süreçte başlarına gelen olayları ve hayatlarının nasıl değiştiğini anlatıyor.

Bu yazıda dizinin ana kimyasal maddesi metamfetaminin, dizideki üretim sürecinden ve bilimsel olarak doğruluğundan bahsedeceğiz. Metamfetamin (kristal meth), amfetamine benzeyen, ciddi düzeyde bağımlılık yapıcı, halüsinasyon özelliği olan ve yasadışı uyarıcı bir sentetik maddedir. Beyindeki kimyasalların miktarını ve hormon salgılarını, örneğin mutluluk hormonu olan dopamin salgılanmasını arttırarak vücuda etki eder. Uzun süreli kullanımlarda ölümcül sağlık sorunlarına yol açabileceği için bir kere bile kullanmayınız.

Bilimsel olarak metamfetaminin yüzde yüz saflıkta üretimi aşırı zor ve maliyetlidir. Metamfetamin, dekonjestanlar adı verilen ilaç grubunun bir üyesi olan ve psödoefedrin, fenetilamin ve amfetamin kimyasal sınıflarının sempatomimetik karışımlarını bulunduran bir ilaç olan Sudafed'in kimyasal süreçlere tabi tutulması sonucunda üretilir. Sudafed içerisindeki aktif bileşen olan psödoefedrin, methe oldukça benzerdir ve bu kimyasalları birbirlerine dönüştürmek aşırı kolaydır. Kırmızı fosfor ve iyodin kullanılıp Sudafed'in içerisindeki oksijen ile hidrojen ayrılır ve geriye sadece "metamfetamin" denen kimyasal kalır.

Fakat dizide White, bilimsel olarak geçerli olan yöntemlerle molekülleri tek tek birleştirerek ve dizide ayrıntılı olarak bahsedilmeyen(!) saflaştırma tekniğini kullanarak yüksek kalite saf metamfetamin üretmeyi başarıyor. P2P(fenil-2-propanon), fenilaseton (halkalı bileşik) olarak da bilinen organik çözücülerde çözünebilen renksiz bir yağdır. Sudafed ve meth ile benzer bir kimyasal yapıya sahiptir. P2P'yi methe dönüştürmek için yapılması gereken, fenil halkasına bağlı moleküllerden bazılarını değiştirmektir. White, öncelikle sodyumdan ürettiği bir kimyasalı fenilaseton ile tepkimeye sokarak diş yapısını bozuyor ve meth üretiyor. Metamfetamin için gerekli diğer kimyasal madde ise yapımı aslında daha kolay olan fakat White’ın kimya laboratuvarından çalarak elde etmeyi tercih ettiği metilamindir. Metilamin, fenilasetona eklendiğine 2 farklı izomer bileşik (ayna molekülü) elde edilir, çünkü metilamin halkaya 2 farklı yerden bağlanabilir. Metilamin molekülünün farklı bir yere bağlanması ile metamfetaminin "enantiyomeri*" denen ikincil yapısının oluşmasına neden olur ki bu da saflığı bozan bir durumdur.

Bu yüzden üretilen metamfetaminin %100 saflıkta olması bilimsel olarak mümkün değildir. Metamfetamini ayna molekülünden kimyasal tekniklerle ayırmak mümkündür fakat çok masraflı ve zaman alıcı bir süreçtir. Ayrıca White, dizide bilinen saflaştırma tekniklerinden hiçbirini kullanmaz. Son olarak, indirgeyen aminasyon olarak bilinen yöntemle elde ettiği moleküle bir grup hidrojen atomu bağlar ve işlem tamamlanır.

Yukarıda da bahsedildiği gibi, dizide bazı noktalarda bilimsel olarak boşluklar bulunsa da hayal gücü ve yaratıcılık kullanılarak bilimin ve sanatın ortak bir evrende harmanlanması mümkündür. Bilim ve sanatla kalın.

*Enantiyomeri: Burun tıkanıklığında kullanılan dekonjestan grubundan bir ilaçtır.

Yazar:Zehra Betül Elmas